Bu maddedeki üslubun, ansiklopedik bir yazıdan beklenen resmî ve ciddi üsluba uygun olmadığı düşünülmektedir. |
Makale serilerinden |
Demokratik sosyalizm, sosyalist piyasa ekonomisi içinde ekonomik demokrasi, işyeri demokrasisi ve işçilerin öz yönetimine[1] veya alternatif bir merkeziyetçi planlı sosyalist ekonomi[2] biçimine özel bir vurgu yaparak, siyasi demokrasiyi ve bir tür sosyal sermayeli ekonomiyi[3] destekleyen solcu[4] bir siyaset felsefesidir. Demokratik sosyalistler, kapitalizmin doğası gereği özgürlük, eşitlik ve dayanışma değerleriyle bağdaşmadığını ve bu ideallerin ancak sosyalist bir toplumun gerçekleştirilmesiyle elde edilebileceğini savunuyorlar.[5] Çoğu demokratik sosyalist, sosyalizme[6] kademeli bir geçiş arayışında olsa da, demokratik sosyalizm, sosyalizmi kurmanın aracı olarak devrimci veya reformist siyaseti destekleyebilir.[7] Demokratik sosyalizm, 20. yüzyılda Sovyetler Birliği'nde ve diğer ülkelerde tek parti devletine doğru gerilemeye karşı çıkan sosyalistler tarafından popülerleştirildi.[8]
Demokratik sosyalizm, çoğu sosyalistin sosyalizm kavramıyla anladığı şeydir;[9] çok geniş (tek partili Marksist-Leninist devleti reddeden sosyalistler)[10] veya daha sınırlı bir kavram (savaş sonrası sosyal demokrasi)[11] olabilir. Geniş bir hareket olarak liberteryen sosyalizm,[12] piyasa sosyalizmi,[13] reformist sosyalizm[5] ve devrimci sosyalizm[14] biçimlerinin yanı sıra etik sosyalizm,[15] liberal sosyalizm,[16] sosyal demokrasi[17] ve hepsi demokrasiye bağlılığı paylaşan[10] bazı devlet sosyalizmi[18] ve ütopik sosyalizm[19] biçimlerini içerir.
Demokratik sosyalizm, muhaliflerin genellikle pratikte otoriter ve antidemokratik olarak algıladıkları Marksizm-Leninizm ile tezat oluşturuyor.[20] Demokratik sosyalistler, 20. yüzyılda Sovyetler Birliği ve diğer Marksist–Leninist devletlerde oluşan idari komuta sistemini yönetim biçimi olarak reddederek Stalinist siyasal sisteme ve Sovyet tipi ekonomik planlama sistemine karşı çıkıyorlar.[21] Demokratik sosyalizm, demokratik sosyalistlerin ekonominin kapitalizmden sosyalizme sistemik dönüşümüne kararlı olmaları temelinde Üçüncü Yol sosyal demokrasisinden[22] de ayrılır.
Sosyalizmi uzun vadeli bir hedef olarak görmekle birlikte,[23] bazı ılımlı demokratik sosyalistler, kapitalizmin aşırılıklarını dizginlemekle daha fazla ilgilenirler ve günümüzde onu insancıllaştırmak için ilerici reformları desteklerken,[24] diğer demokratik sosyalistler ise, toplumsal eşitsizlikleri gidermeye ve kapitalizmin ekonomik çelişkilerini bastırmaya yönelik ekonomik müdahalecilik ve benzeri politika reformlarının çelişkileri daha da şiddetlendirerek[25] başka bir yerde farklı bir kisveyle ortaya çıkmalarına neden olacağına inanmaktadır. Bu demokratik sosyalistler, kapitalizmle ilgili temel sorunların sistemin doğasından olduğuna ve ancak özel mülkiyetin yerine üretim araçlarının kolektif mülkiyetinin geçirilmesi yoluyla kapitalist üretim biçiminin sosyalist üretim biçimiyle değiştirilmesiyle çözülebileceğine ve demokrasiyi endüstriyel demokrasi biçiminde ekonomik alana yayılması gerektiğine inanıyorlar.[26] Demokratik sosyalizmin temel eleştirisi demokrasi ve sosyalizmin uyumluluğuna odaklanmıştır.[27] Birçok akademisyen ve siyasi yorumcu, otoriter sosyalizm ile demokratik sosyalizmi siyasi bir ideoloji olarak ayırt etme eğilimindedir; birincisi Sovyet Bloğunu, ikincisi ise İngiltere, Fransa ve İsveç gibi ülkelerde demokratik olarak seçilen Batı Bloğu ülkelerindeki demokratik sosyalist partileri temsil etmektedir.[28] Ne var ki, Soğuk Savaş'ın sona ermesinin ardından, neoliberal bir konsensüsün, gelişmiş kapitalist dünyadaki sosyal demokrat konsensüsün yerini almasıyla bu ülkelerin çoğu sosyalizmden uzaklaşmıştır.[29][30][31][32]