Enkidu 𒂗𒆠𒄭 | |
---|---|
Diğer adları | Vahşi adam |
Yaşadığı yer | Sümer, Uruk |
Enkidu (Sümerce: 𒂗𒆠𒄭 EN.KI.DU10)[1], antik Mezopotamya mitolojisinde efsanevi bir figür ve Uruk kralı Gılgamış'ın savaş zamanındaki yoldaşı ve arkadaşıdır. İkisinin maceraları, Sümer edebiyatında ve M.Ö. 2. binyılda yazılan Akad destanı Gılgamış Destanında yer aldı. Enkidu, vahşi adamın en eski edebi temsili olarak, Mezopotamya'daki sanatsal temsillerde ve Antik Yakın Doğu edebiyatında sıkça rastlanan bir motif olarak öne çıkıyor. Enkidu'nun ilkel bir adam olarak belirmesi, M.Ö. 1300-1000 arasındaki Eski Babillilerin versiyonuyla potansiyel bir benzerlik taşıyor; bu versiyonda Enkidu, Sümerce şiirlerde bir hizmetkâr-savaşçı olarak tasvir edilmiştir.
Mezopotamya sanatında Boğa Adam tasvirleriyle yer edinmiştir.[2] Önceden, vahşi bir adamın yaşam tarzını yansıtırken insanlar ve insan gelenekleri ile gerçekleştirdiği bir dizi etkileşim, onu medeniyete daha da yaklaştırır ve Uruk kralı Gılgamış ile güreş maçı yaparak doruğa ulaşır. Enkidu, vahşi veya doğal dünyayı temsil eder. Güç ve duruş bakımından Gılgamış ile eşit olmasına rağmen, bazı yönleriyle kültürlü, şehirli bir savaşçı-krala karşı bir tezahür gösterir.
Enkidu'nun esaretine ilişkin hikâyeler, günümüze ulaşan beş Sümer edebiyatında anlatılır ve Enkidu'yu Gılgamış'ın arkadaşı olarak tanımlayan edebi eserlerde Gılgamış'ın esirinden yakın bir yoldaşa dönüşür. Destanda Enkidu, halkına zulmeden kral Gılgamış'a rakip olarak yaratılır, ancak onlar arkadaş olurlar ve canavar Humbaba ile Cennet Boğasını birlikte öldürürler; bu yüzden Enkidu cezalandırılır ve erken ölen kudretli kahramanı temsil ederek ölür. Enkidu'nun derin ve trajik kaybı, Gılgamış'a tanrısal ölümsüzlüğü elde ederek ölümden kaçma arayışına derinden ilham verir.[3][4]
Enkidu'nun Gılgamış'la ilgili hikâyeler dışında neredeyse hiçbir varlığı yoktur. Şu anki bilgimize göre, o hiçbir zaman tapınılacak bir tanrı olmadı ve antik Mezopotamya'nın tanrı listelerinde de yer almıyor. Ağlayan bir bebeği susturmayı amaçlayan Paleo-Babil döneminden kalma bir duada yer alıyor gibi görünüyor; bu metin aynı zamanda Enkidu'nun, destandaki gece çobanı rolüyle, geceleri zamanın geçişinin ölçümünü belirlemede yer aldığı kabul edilir.[5]