Jus soli (Latince: Jus: Hak, Soli: Toprak), doğuştan vatandaşlık olarak da bilinen, uyrukluk veya vatandaşlık ile ilgili devletin sınırları içinde doğan her birey için kabul edilebilir olan bir haktır.[1][2][3]
Jus soli, Dünya ülkelerinin yaklaşık % 20'sinde görülmektedir. Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ekonomisi gelişmiş ülkeler yasa dışı yabancı kökenli insanların doğan çocuklarına otomatik vatandaşlığın verilebildiği ülkelerdir. Örneğin, ABD sınırları içinde doğan her çocuk, ebeveynlerinin ülkesinin yasası ne derse desin otomatikman ABD vatandaşıdır. Yabancı diplomatların ABD'de doğan çocukları bu kuralın istisnalarıdır: onların çocukları yabancı ülke topraklarında doğduğu varsayılır.
Jus soli, jus sanguinisin aksine, İngiliz ortak hukukunun bir parçasıydı, bu, Avrupa anakarasının medeni hukuk sistemlerini etkileyen Roma hukukundan türemiştir.[4][5]
İrlanda Anayasası'nın Yirmi Yedinci Değişikliği'nin 2004 yılında yürürlüğe girmesinden bu yana, hiçbir Avrupa ülkesi koşulsuz veya neredeyse koşulsuz jus soli'ye dayalı olarak vatandaşlık vermemektedir.[6][7]
Avrupa, Asya, Afrika ve Okyanusya'daki hemen hemen tüm devletler, vatandaşlığın doğum yerinden ziyade ebeveynler tarafından miras alındığı jus sanguinis ("kan hakkı") ilkesine veya jus soli'nin kısıtlı bir versiyonuna dayanarak doğumda vatandaşlık vermektedir. Doğum yerine göre vatandaşlık yalnızca belirli göçmenlerin çocukları için otomatiktir.
Ju soli birçok durumda vatansızlığın önlenmesine yardımcı olur.[8] Vatansızlığın Azaltılmasına İlişkin 1961 Sözleşmesi'ne taraf olan ülkeler, kendi topraklarında doğan ve aksi takdirde vatansız kalacak kişilere vatandaşlık vermekle yükümlüdür.[9] Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi de benzer şekilde "Herkes, başka bir tabiiyet hakkına sahip değilse, topraklarında doğduğu devletin vatandaşlığına sahip olma hakkına sahiptir."[8] hükmünü içermektedir.
Göç Araştırmaları Merkezi, Dünya'nın 194 ülkesinin sadece 33'ü yasa dışı yabancıların doğan çocuklarına otomatik vatandaşlık hakkının verilmesini onaylamaktadır.