Klitoris, dılak veya bızır memeliler, devekuşları ve bunların dışında sınırlı sayıda hayvanda bulunan sertleşebilen dişi cinsel organıdır. İnsanlarda üretranın girişinin üstünde, iç dudakların kesişme noktasında düğme şeklinde bir kısmı görülebilir. Klitoral ereksiyon, klitorisin genişlediği ve sağlamlaştığı fizyolojik bir olgudur. Erkek penisinin homoloğudur. Ancak penis gibi idrar kanalı tarafından delinmemiştir, bu nedenle işeme amaçlı kullanılmaz. Az sayıda hayvan klitorisinden işer; gelişmiş bir klitorisi olan benekli sırtlan ise bu organ aracılığıyla işer, çiftleşir ve doğum yapar. Lemurlar ve örümcek maymunları da gelişmiş klitorise sahiptir.[1] Tüm dünyada yasaklanan klitoris kesimi veya kadın sünneti bazı Afrika bölgelerinde varlığını sürdürmektedir.
Kadınlardaki en hassas erojen bölgedir ve genelde cinsel hazzın anatomik olarak başlıca kaynağıdır.[2] İnsan ve diğer memeli embriyolarında genital tüberkül adı verilen çıkıntıdan gelişir. Bu çıkıntı ilk başlarda cinse göre farklılaşmamıştır. Başlangıçta farklılaşmamış olan tüberkül, üreme sisteminin gelişimi sırasında ya bir penise ya da bir klitorise dönüşür. Sonraları Y kromozomunda yer alan bir genin kodladığı TDF proteini mevcutsa penise dönüşür, değilse klitoris meydana gelir. Klitoris karmaşık bir yapı olup büyüklüğü ve hassasiyeti kişiden kişiye değişebilir. Baş kısmı (glans) aşağı yukarı bezelye büyüklüğündedir ve burada sonlanan tahminen 8.000 sinir hissiyat iletir.[3] Yapısal olarak klitoral gövde, klitoral kaput, klitoral krus, klitoral glans, klitoral corpus cavernosum'dan oluşur.
Klitoris üzerine sosyolojik, seksolojik ve tıbbi tartışmalar yaşanmıştır. Bu tartışmaların başlıca konuları arasında klitoris anatomisinin doğruluğu, orgazmdaki ve G noktasının fizyolojik olarak açıklanmasındaki rolü, klitorisin körelmiş bir yapı mı yoksa bir adaptasyon mu olduğu ve üreme sürecinde rol oynayıp oynamadığı yer almıştır.[4] Klitorisle ilgili toplumsal kanılar kadınların cinsel hazzındaki rolü veya büyüklüğü ve derinliğiyle ilgili olabilir. Klitorisin büyütülmesi, pirsingle delinmesi veya kesilmesi (kadın sünneti) gibi çeşitli estetik, kültürel ve tıbbi inanışlardan kaynaklanan modifikasyonlar mevcuttur.[5]
Klitoris hakkındaki bilinenler toplumsal ve kültürel bakış açılarından etkilenir. Araştırmalar diğer cinsel organlara kıyasla klitorisin varlığı ve anatomisi hakkında bilginin az olduğu ve klitorisle ilgili eğitimin kadın vücudu ve cinselliğiyle ilgili toplumsal damgaları hafifletebileceği bulgusuna ulaşmıştır. Bu damgalar arasında klitoris ve genel olarak kadın üreme organlarının çirkin olduğu düşüncesi, kadınların mastürbasyon yapması etrafındaki tabu ve erkeklerin kadın orgazmlarını ustalıkla kontrol edebilmeleri beklentisi yer alır.[6]