Maniyerizm (üslupçuluk), yaklaşık 1520-1580 tarihleri arasında ortaya çıkmış[1] olan gizemli ve garip bir sanat akımıdır. Rönesans'ın getirmiş olduğu yetkinliğe karşı bir çıkış olmuş, kendisinden sonra gelen üslup ve akımlara ön ayak olmuştur. Başlatıcısı ve en önemli temsilcisi Michelangelo Buonarroti'dir. Sistine Şapeli'ndeki mahşer freskleri bu resim tarzı için belirleyici olmuştur. Artık ideal görüntü yerine sanatsal niteliğin araştırıldığı, figürlerin deformasyonu ile kendini belli eder ve özgün tarzlara doğru bir adım olarak belirir. En önemli sanatçıları Tintoretto ve El Greco'dur.
Maniyerizmde her şey birbirine karışmıştır. Her şey bir devinim halindedir. Olayın net olarak anlaşılması biraz zordur. Bu hareketlilik sanatçının fırçasından kaynaklandığı gibi figürlerin uzaması ve çeşitli pozlarla resmedilişinden de kaynaklanır. Bu o döneme değin Rönesans'ın uyumlu formlarının karşısında bir hareketti. Klasik sanattan baroka geçiş olarak da bilinir. Bireysel yorumlamalar, serbest duruşlar bu üslubun önemli özelliğidir.